Kapalı Rinoplasti Nedir?

🩺 Kapalı Rinoplasti Nedir? Doğal Görünümlü Burun Estetiğinde Modern Yaklaşım

Burun estetiği, yani rinoplasti, yüzün merkezinde yer alan burnun hem fonksiyonel hem de estetik olarak yeniden şekillendirilmesi işlemidir. Ancak son yıllarda özellikle kapalı rinoplasti yöntemi, hem cerrahlar hem de hastalar arasında oldukça popüler hale geldi.

Peki neden? Kapalı rinoplasti, hem izsiz sonuçları hem de daha hızlı iyileşme süreci sayesinde birçok kişinin tercih ettiği modern bir burun estetiği tekniğidir.

Bu yazıda “Kapalı rinoplasti nedir?”, nasıl yapılır, açık rinoplastiden farkı nedir, iyileşme süreci nasıldır gibi en çok merak edilen soruları, Forever Clinica’nın deneyimli cerrahlarının bakış açısıyla adım adım anlatacağız.


🔍 Kapalı Rinoplasti Nedir?

Kapalı rinoplasti, burun estetiği operasyonlarının bir türüdür. Bu teknikte, cerrah buruna dışarıdan bir kesi yapmadan, burun delikleri içerisinden girerek işlem gerçekleştirir.

Yani dışarıdan bakıldığında hiçbir iz görünmez. Bu da özellikle doğal görünüm isteyen kişiler için büyük bir avantaj sağlar.

Bu yöntem, hem estetik hem de fonksiyonel problemleri düzeltmek için kullanılabilir. Yani burnun şeklini düzeltirken nefes alma problemleri de aynı seansta çözülebilir.

Kısacası: Kapalı rinoplasti, burnun doğal anatomisine saygı duyarak yapılan, iz bırakmayan ve minimal invaziv bir estetik cerrahi yöntemidir.


🧬 Kapalı Rinoplasti Nasıl Yapılır?

Her rinoplasti operasyonu kişiye özeldir; çünkü her burnun şekli, deri yapısı ve kıkırdak dokusu farklıdır. Ancak kapalı rinoplastide genel süreç şu adımlardan oluşur:

1. Değerlendirme ve Planlama

Operasyon öncesinde cerrah, hastanın yüz oranlarını, deri yapısını ve burun içi anatomisini inceler. Fotoğraflar üzerinden 3D simülasyon ile muhtemel sonuç gösterilebilir.

Bu aşamada hastanın beklentileri dinlenir ve doğal yüz ifadesini koruyacak bir planlama yapılır.

2. Anestezi

Kapalı rinoplasti genellikle genel anestezi altında yapılır. Yani hasta operasyon sırasında hiçbir şey hissetmez.

3. Cerrahi İşlem

Cerrah, burun delikleri içinden milimetrik kesiler açarak kıkırdak ve kemik yapıya ulaşır. Bu noktada hem şekil bozuklukları hem de fonksiyonel problemler (örneğin deviasyon – burun eğriliği) düzeltilebilir.

4. Kapatma ve İyileşme

İşlem tamamlandığında dikişler burun içindedir, dışarıda iz kalmaz. Gerekirse silikon splint veya küçük bir atel kullanılabilir.


Kapalı Rinoplasti ile Açık Rinoplasti Arasındaki Fark

🔄 Kapalı Rinoplasti ile Açık Rinoplasti Arasındaki Fark Nedir?

Bu iki yöntemin en temel farkı kesi noktasıdır.

Özellik

Kapalı Rinoplasti

Açık Rinoplasti

Kesi Yeri

Burun delikleri içinden

Burun ucunda küçük bir kesi

İz

Görünmez

Çok ince de olsa kalabilir

Şişlik ve Morluk

Daha az

Biraz daha fazla olabilir

İyileşme Süresi

Daha hızlı

Biraz daha uzun

Cerrahi Görüş Alanı

Sınırlı

Daha geniş

Her iki yöntemin de kendine göre avantajları vardır. Ancak doğal ve minimal değişim isteyen kişilerde kapalı rinoplasti çoğu zaman ideal tercihtir.


👨‍⚕️ Kapalı Rinoplastinin Avantajları

Kapalı rinoplasti, özellikle son yıllarda “yeni nesil estetik yaklaşım” olarak adlandırılıyor. Bunun nedeni yalnızca estetik sonuçlar değil, aynı zamanda hastanın konforudur.

🌿 1. İz Kalmaz

Kesiler tamamen burun içinden yapıldığı için dışarıdan hiçbir iz görünmez. Bu, özellikle erkek hastalar veya makyajsız görünümde iz istemeyen kişiler için büyük bir avantajdır.

⏱️ 2. Hızlı İyileşme

Kapalı teknik, dokuların daha az travmatize olmasını sağlar. Bu da şişlik, morluk ve ödemin açık tekniğe göre daha az olmasına neden olur.

💨 3. Nefes Problemleri Aynı Anda Düzeltilebilir

Kapalı rinoplasti sadece estetik amaçlı değil, aynı zamanda fonksiyonel (örneğin septum deviasyonu) sorunların çözümü için de uygulanabilir.

🎯 4. Doğal Sonuçlar

Bu teknikte burun anatomisi büyük ölçüde korunur. Cerrah burnun destek dokularını bozmadan şekillendirme yapar, bu da doğal ifadeyi korur.

🧖‍♀️ 5. Kısa Operasyon Süresi

Genellikle 1,5–2 saat arasında tamamlanır. Bazı vakalarda aynı gün taburcu olunabilir.


🧊 Kapalı Rinoplasti Sonrası İyileşme Süreci

Birçok hasta “Ameliyat sonrası süreç zor mu?” diye merak ediyor. Aslında modern kapalı rinoplasti tekniklerinde iyileşme oldukça konforludur.

İşte tipik bir süreç:

Gün

Süreç

1–2. Gün

Hafif şişlik ve ödem olabilir. Ağrı genellikle minimaldir.

3–5. Gün

Splint veya silikonlar çıkarılır. Nefes alma rahatlar.

7. Gün

Dış atel alınır. Burun hattı belirginleşmeye başlar.

10–15. Gün

Morluklar büyük oranda kaybolur. Günlük yaşama dönülebilir.

1 Ay

Burun ucundaki ödem büyük ölçüde iner.

6–12 Ay

Nihai burun formu oturur.

Küçük bir not: Her bireyin doku yapısı farklıdır, bu nedenle iyileşme süresi kişiden kişiye değişebilir. Forever Clinica’da cerrahlarımız, bu süreci kişisel takip programlarıyla destekler.


⚖️ Kimler Kapalı Rinoplasti İçin Uygundur?

Kapalı rinoplasti, hemen her yetişkin için uygundur ancak özellikle:

  • Burnunda hafif eğrilik, düşüklük veya orantısızlık bulunanlar,

  • Dışarıda iz istemeyen kişiler,

  • Doğal görünüm arayışında olanlar,

  • Daha önce rinoplasti geçirmemiş (primer vaka) olan hastalar,

  • Ve nefes alma problemi yaşayanlar için ideal bir tercihtir.

Revizyon (ikinci kez yapılan) rinoplasti operasyonlarında bazen açık teknik tercih edilebilir. Bu, burun içi dokuların önceki operasyondan nasıl etkilendiğine göre belirlenir.


🧠 Kapalı Rinoplasti Hakkında Bilinmesi Gerekenler

  • Operasyon Süresi: Ortalama 2 saat

  • Anestezi Türü: Genel anestezi

  • Hastanede Kalış: 1 gece veya aynı gün taburcu

  • İyileşme Süresi: 7–10 gün

  • Sonuçların Oturması: 6–12 ay

  • İz Durumu: Yok (kesiler burun içinde)


💬 Gerçekçi Beklentiler ve Sonuçların Doğallığı

Her rinoplasti ameliyatı, yalnızca bir “güzellik operasyonu” değildir; aynı zamanda bir denge sanatıdır. Burnun yüzün diğer hatlarıyla uyumu, doğal bir ifadeye ulaşmak açısından çok önemlidir.

Birçok kişi “Mükemmel burun” peşindedir ama asıl hedef, yüzünüzle uyumlu, doğal bir burun formu elde etmektir.

Forever Clinica’da her operasyon, bu doğal oranı koruyacak şekilde planlanır.


💡 Kapalı Rinoplasti Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • İlk 1 hafta boyunca yüz üstü yatılmamalı.

  • Gözlük kullanımı 1 ay süreyle ertelenmeli.

  • Aşırı sıcak duşlardan kaçınılmalı.

  • Güneşten korunmak önemli; özellikle morluk varsa.

  • Burna darbe gelmemesine dikkat edilmeli.

  • Doktor kontrol randevularına mutlaka gidilmeli.


❓ Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

1. Kapalı rinoplasti kalıcı mı?

Evet. Uygun cerrahi teknikle yapıldığında kapalı rinoplasti kalıcı sonuçlar verir. Burun zamanla şekil değiştirmez, sadece ödemler azalır.

2. Kapalı rinoplasti zor mu?

Cerrahi olarak deneyim gerektirir; çünkü görüş alanı daha dardır. Bu nedenle uzman cerrah seçimi çok önemlidir.

3. Kapalı rinoplasti sonrası nefes almada problem olur mu?

Hayır, tam tersi, genellikle nefes alma daha rahat hale gelir. Ancak burun içi ödem geçene kadar geçici bir tıkanıklık hissedilebilir.

4. Kapalı rinoplasti fiyatları neye göre değişir?

Kullanılan teknik, cerrahın deneyimi, klinik altyapısı ve operasyonun kapsamına göre değişiklik gösterir. Forever Clinica’da her hasta için kişisel fiyatlandırma yapılır.

5. Kapalı rinoplasti açık rinoplastiye göre daha mı iyi?

Her iki yöntem de doğru ellerde başarılı sonuçlar verir. Ancak kapalı rinoplasti izsiz, hızlı iyileşen ve doğal sonuçlar isteyenler için idealdir.


🩷 Sonuç: Estetiğin En Doğal Hali — Forever Clinica Yaklaşımı

Kapalı rinoplasti, modern estetik cerrahinin en zarif yöntemlerinden biridir. Dışarıdan bakıldığında hiçbir iz olmadan, yüz ifadenizle tamamen uyumlu, doğal bir sonuç elde etmek mümkündür.

Forever Clinica olarak biz, her hastamızın yüz hatlarına, cilt tipine ve beklentilerine göre kişiye özel rinoplasti planlaması yapıyoruz.

Çünkü her burun farklıdır, her yüz biriciktir.

📞 Siz de doğal, izsiz ve fonksiyonel bir burun estetiği planlamak istiyorsanız, bizimle iletişime geçebilir veya ücretsiz ön görüşme randevusu alabilirsiniz.

Saç Ekimi Sonrası Donör Bölgede Ağrı, Kaşıntı ve Sivilce Nasıl Geçer?

Saç ekimi süreci, sadece bir operasyondan ibaret değil, aynı zamanda size yeni bir başlangıç ve taze bir özgüven vadeden, titizlikle yürütülen estetik bir yolculuktur. Forever Clinica olarak biz, modern teknikler ve alanında uzman cerrah kadromuzla gerçekleştirdiğimiz başarılı işlemlerin yanında, operasyon sonrası iyileşme döneminin de en az saç ekiminin kendisi kadar hayati önem taşıdığını çok iyi biliyoruz.

Bu iyileşme sürecinde, hastalarımızın büyük bir çoğunluğu, özellikle donör bölge (saç köklerinin alındığı, genellikle ense ve kulak arkası kısımlar) ile ilgili bazı geçici durumlarla karşılaşır. Bu durumların en yaygın olanları ağrı, kaşıntı ve sivilce (folikülit) oluşumudur. Bu belirtiler ilk başta endişe verici gibi görünse de, aslında vücudunuzun kendini doğal olarak onardığının ve iyileşme mekanizmalarının çalıştığının göstergeleridir.

Bu kapsamlı rehberimizde, Forever Clinica güvencesiyle bu yaygın şikayetlerin neden ortaya çıktığını, bunları nasıl yöneteceğinizi ve süreci en konforlu, en hızlı şekilde nasıl atlatabileceğinizi adım adım, samimi bir dille anlatacağız. Unutmayın, doğru bilgi ve doğru bakım ile bu geçici zorlukların üstesinden gelmek, hayal ettiğiniz gür ve doğal saçlara kavuşmanızın yalnızca bir parçasıdır.


 

Donör Bölgede Ağrı ve Hassasiyet: Anlamak ve Yönetmek

 

Saç ekimi operasyonu bittikten sonra, ilk birkaç gün içerisinde donör bölgede bir miktar ağrı veya hassasiyet hissetmeniz son derece doğaldır. Bu durum, dokunun mikro-cerrahi bir işlem geçirmiş olmasının ve sinir uçlarının bu travmaya verdiği doğal bir tepkidir. Bu ağrı, genellikle dayanılmaz bir şiddette olmaz ve doğru yaklaşımla kolayca kontrol altına alınabilir.

 

Ağrının Temel Nedenleri

 

  1. Mini Doku Travması: FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu) veya DHI gibi modern tekniklerde bile, greftlerin alınması sırasında cilt yüzeyinde binlerce mikro-kesi veya delik açılır. Bu durum, cilt altındaki sinir uçlarında ve dokularda geçici bir travmaya yol açar.
  2. Lokal Anestezinin Etkisinin Geçmesi: Operasyon sırasında ağrı hissetmemeniz için uygulanan lokal anestezik ilacın etkisi, operasyondan birkaç saat sonra yavaş yavaş azalmaya başlar. Bu, bölgedeki hissin geri gelmesiyle birlikte ağrı algısının ortaya çıkmasına neden olur.
  3. Ödem (Şişlik) Oluşumu: İşlem sonrası bölgede sıvı birikmesi ve doğal bir şişlik (ödem) oluşabilir. Ödem, çevre dokulara baskı yaparak ağrı hissine katkıda bulunabilir.

 

Ağrıyı Konforlu Hale Getirme Yolları: Forever Clinica Tavsiyeleri

 

Forever Clinica’daki önceliğimiz, sizin en az ağrı ile bu süreci atlatmanızdır. Bu nedenle, taburcu olurken size özel bir ağrı yönetimi planı sunulur:

  • Reçeteli Ağrı Kesiciler: Cerrahınız tarafından size özel olarak reçete edilen ağrı kesicileri mutlaka belirtilen dozlarda ve aralıklarla, düzenli olarak kullanın. Ağrının şiddetlenmesini beklemeden, ilaçları zamanında almak, ağrıyı kontrol altında tutmanın en etkili yoludur.
  • Soğuk Kompres Desteği: Özellikle ilk 24 ila 48 saat boyunca, donör bölgeye direkt temas ettirmeden ve çok hafifçe soğuk kompres uygulamak, hem ödemi azaltmaya hem de ağrı hissini dindirmeye yardımcı olabilir. Önemli Not: Soğuk kompresi mutlaka temiz bir havluya sararak ve çok kısa aralıklarla uygulayın.
  • Doğru Uyku Pozisyonu (Kritik): İlk 7 ila 10 gün boyunca sırt üstü uyumak ve donör bölgenizi yastığa sürtmekten veya baskı uygulamaktan kesinlikle kaçınmak gerekir. Donör bölgeye yapılan baskı, ağrıyı artırabilir ve hatta iyileşmeyi yavaşlatabilir. Boyun yastığı (seyahat yastığı) kullanmak, başınızı sabit tutmak ve donör bölgeyi korumak için mükemmel bir yardımcıdır.
  • Ağır Aktiviteden Kaçınma: İlk birkaç gün eğilmek, ağır kaldırmak veya yoğun fiziksel egzersiz yapmak, kafa derisindeki kan basıncını artırarak ağrının ve ödemin şiddetlenmesine yol açar. Bu süreçte sakin ve düşük tempolu aktiviteler tercih edilmelidir.

Ne Kadar Sürer? Şiddetli sayılabilecek ağrı genellikle ilk 2-3 gün içinde hızla azalır. Hafif bir hassasiyet veya gerginlik hissi ise kişiden kişiye değişmekle birlikte bir hafta kadar devam edebilir. Eğer ağrı, verilen ilaçlara rağmen artarak devam ediyorsa, vakit kaybetmeden Forever Clinica ekibinizle iletişime geçmelisiniz.


 

Ameliyat Sonrası Kaşıntı: İyiye İşaret Bir Yan Etki

 

Operasyondan sonra, genellikle 3. veya 4. günden itibaren başlayan ve bazen oldukça rahatsız edici olabilen kaşıntı hissi, hastalarımız arasında en sık görülen şikayetlerden biridir. Ancak bu durum, sanılanın aksine endişelenilmesi gereken değil, aksine vücudunuzun hızla iyileştiğinin ve doku onarımının başladığının olumlu bir işaretidir.

 

Kaşıntının Arkasındaki Mekanizma

 

  1. Yara İyileşmesi ve Kabuklanma: İşlem yapılan donör bölgede oluşan mikro-yaraların üzerinin kabuklarla kaplanmaya başlaması ve bu kabukların kuruması, en önemli kaşıntı nedenidir.
  2. Cilt Kuruluğu: Saç ekimi sonrası hassaslaşan cilt, normalden daha kuru hale gelebilir. Kuru cilt, gerginlik ve kaşıntı hissini artırır.
  3. Sinir Uçlarının Yenilenmesi: İşlem sırasında geçici olarak etkilenen sinir uçları, iyileşme sürecinde kendilerini yenilerken cilde “karıncalanma” veya “kaşınma” sinyalleri gönderebilir.
  4. Yeni Saç Büyümesi: Özellikle ilerleyen haftalarda, yeni saç tellerinin yüzeye doğru ilerlemesi de geçici kaşıntılara yol açabilir.

 

Kaşıntıyı Yönetmenin Altın Kuralları

 

Kaşıntıyı yönetmek, iyileşme sürecinde başarıyı garantileyen en kritik adımlardan biridir. Yanlış bir kaşıma hareketi, hem enfeksiyon riskini artırır hem de alıcı bölgedeki greftlerinize zarar verebilir.

  • ASLA AMA ASLA KAŞIMAYIN! Bu, operasyon sonrası sürecin en kritik ve değişmez kuralıdır. Kaşımak, bölgedeki hassas deriyi tahriş eder, kabukları erken söker ve alıcı bölgede henüz yerleşmemiş greftlere zarar verme riski taşır.
  • Nemlendirme ve Yumuşatma: Forever Clinica olarak size özel olarak önerilen veya verilen pH dengeli, bitkisel içerikli (örneğin aloe vera veya dexpanthenol) nemlendirici losyon veya köpükleri kullanın. Düzenli nemlendirme, cilt kuruluğunu gidererek kaşıntı hissini büyük ölçüde hafifletecektir. Losyonu, parmak uçlarınızla hafifçe vurarak veya çok nazikçe sürerek uygulayın.
  • Hafif Dokunuşlarla Rahatlama: Eğer kaşıntı dayanılmaz bir seviyeye ulaşırsa, kaşımak yerine bölgeye parmak ucunuzla hafifçe vurma (tapping) hareketleri yapabilirsiniz. Bu hareket, kaşıntı hissini geçici olarak baskılamaya yardımcı olur. Temiz bir havluya sarılmış buz torbasını, bölgeye çok kısa süreli temas ettirmek de rahatlama sağlayabilir.
  • İlaç Desteği: Bazı durumlarda, cerrahınız kaşıntıyı azaltmak ve alerjik reaksiyon ihtimalini elimine etmek için antihistaminik ilaçlar reçete edebilir. Bu ilaçları kullanma talimatına uygun şekilde kullanmak, özellikle gece uykusunda kaşıntıyı kontrol etmeye yardımcı olur.
  • Bol Su Tüketimi: Vücudun ve cildin içeriden nemlenmesi kritik öneme sahiptir. Bol su tüketimi, cildin kendini yenileme hızını artırır ve kuruluğa bağlı kaşıntıyı azaltır.

 

Donör Bölgede Sivilce (Folikülit): Önleme ve Tedavi

 

İyileşme sürecinin ilerleyen haftalarında, genellikle 2. haftadan itibaren donör ve bazen alıcı bölgede, küçük, kırmızı ve ucu bazen beyaz sivilcelere benzeyen oluşumlar fark edilebilir. Bu duruma Folikülit adı verilir ve çok sık karşılaşılan, genellikle zararsız bir durumdur. Panik yapmanıza gerek yoktur; Forever Clinica’da bu durumu yönetmek için gerekli tüm bilgi ve desteği sağlıyoruz.

 

Folikülitin Oluşma Nedenleri ve Teknik Açıklaması

 

Folikülit, kelime anlamı olarak saç kökünün iltihaplanması demektir. Saç ekimi sonrası folikülit oluşumunun birkaç teknik nedeni vardır:

  1. Tıkanmış Saç Kökleri (Ingrown Hair): En yaygın neden budur. Saç kökünün, iyileşen cildin yüzeyine çıkmakta zorlanması ve cilt altında kalarak büyümesi durumudur. Bu durum, vücudun bu “sıkışmış” köke tepki olarak hafif bir iltihaplanma başlatmasına neden olur.
  2. Yağ (Sebum) ve Ölü Hücre Birikimi: Operasyon sonrası bölgenin bir süre normal şampuanlama ve ovulmadan yoksun kalması, sebum (yağ salgısı) ve ölü cilt hücrelerinin gözenekleri tıkamasına yol açabilir. Tıkanan gözenekler bakteri üremesi için uygun ortam hazırlar.
  3. Hafif Bakteriyel Enfeksiyon: Bölgenin hijyenine yeterince dikkat edilmemesi veya kaşıma sonucu oluşan küçük yaralardan giren bakteriler, hafif bir yüzeysel enfeksiyona neden olabilir.

 

Folikülit Yönetimi: Adım Adım Tedavi

 

Folikülit, genellikle hafif seyreder ve doğru bakımla kendiliğinden veya minimal müdahaleyle geçer. En önemli kural: Sivilcelere asla dokunmamak ve sıkmamaktır!

  • Optimal Hijyen ve Şampuanlama: Donör bölgenin temizliği hayati öneme sahiptir. Forever Clinica’nın önerdiği, pH değeri cilde uygun ve nazik şampuanlarla bölgeyi, size gösterilen şekilde, günde bir kez nazikçe yıkayın. Amaç, gözenekleri tıkayan sebum ve ölü hücreleri arındırmaktır.
  • Ilık Kompres Uygulaması: Oluşan sivilcelerin üzerine, temiz bir bezi ılık (sıcak değil!) suya batırarak 5-10 dakika boyunca kompres yapmak çok etkilidir. Ilık kompres, gözeneklerin açılmasına yardımcı olur, iltihabın yüzeye çıkmasını kolaylaştırır ve iyileşme sürecini hızlandırır. Bu işlemi günde 2-3 kez tekrarlayabilirsiniz.
  • Topikal Tedaviler: Eğer sivilceler yaygınlaşıyor veya iltihaplı bir görünüme sahipse, Forever Clinica uzmanları ile iletişime geçin. Gerekli görülen durumlarda, iltihabı baskılamak için topikal antibiyotikli kremler veya çok hafif kortizonlu merhemler reçete edilebilir.
  • Antibiyotik Tedavisi: Çok nadir ve yaygın enfeksiyon durumlarında, cerrahınız kısa süreli oral antibiyotik tedavisine başlayabilir. Ancak bu, sadece hekim kararıyla ve kesinlikle profesyonel kontrol altında yapılmalıdır.

İz Kalır mı? Sivilceleri sıkmadığınız ve enfeksiyonun derin dokulara inmesine izin vermediğiniz sürece, folikülit genellikle iz bırakmadan tamamen iyileşir. Oluşan hafif kızarıklıklar da zamanla solarak kaybolur.


 

Forever Clinica Farkıyla Kusursuz İyileşme Protokolü

 

Forever Clinica olarak, saç ekimini bir kez yapılan ve biten bir işlem olarak görmüyoruz. Aksine, operasyon sonrası dönem, bu yolculuğun en önemli ve en titizlik gerektiren aşamasıdır. Bizimle başlayan bu süreç, size maksimum konfor ve en iyi sonuçları sunmayı amaçlayan detaylı bir bakım protokolü ile devam eder.

 

Bütüncül İyileşme Yaklaşımımız

 

1. Detaylı Bakım Kiti ve Eğitimi:

  • Operasyon sonrası, iyileşme süreciniz için özel olarak formüle edilmiş, ciltle uyumlu (genellikle hipoalerjenik ve paraben/alkol içermeyen) bir bakım kiti ile taburcu edilirsiniz.
  • Bu kit içerisinde; nazik şampuan, nemlendirici losyon, iyileşmeyi destekleyici köpük ve gerekli görülürse antibakteriyel solüsyon bulunur.
  • İlk yıkama ve pansuman işlemi kliniğimizde yapılır ve size, donör ve alıcı bölgelerin doğru yıkama teknikleri uzmanlarımız tarafından detaylıca gösterilir ve uygulamalı olarak öğretilir.

2. Hızlı ve Kolay İletişim:

  • İyileşme sürecinde aklınıza takılan en küçük soru veya endişe için bile Forever Clinica destek hattına her an ulaşabilirsiniz. Ağrı, kaşıntı veya sivilcelerin normal seyrinin dışına çıktığını düşündüğünüz anda, hemen bir fotoğraf veya video ile durumunuzu paylaşmanızı rica ediyoruz.
  • Hızlı iletişimimiz, olası sorunlara anında müdahale etmemizi ve gereksiz endişelenmenizi engellememizi sağlar.

3. Beslenme ve Yaşam Tarzı Önerileri:

  • Bol Su ve Antioksidanlar: Cildin ve saç köklerinin hızlı iyileşmesi için hidratasyon kritiktir. Bol su içmekle birlikte, antioksidan (C vitamini, E vitamini, çinko) ve protein açısından zengin gıdalar tüketmek, vücudun kendini onarım sürecini hızlandırır.
  • Sigara ve Alkol Yasağı: Sigara ve alkol, damarları daraltarak ve kan dolaşımını yavaşlatarak saç köklerine oksijen ve besin taşınmasını önemli ölçüde engeller. Bu maddelerden, özellikle ilk birkaç hafta kesinlikle uzak durulmalıdır.

 

Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.) – Forever Clinica Yanıtlıyor

 

S: Donör bölgedeki bu yan etkiler, ekimin başarısız olduğu anlamına mı gelir?

C: Kesinlikle hayır. Tam tersine, bu belirtiler (özellikle kaşıntı ve hafif sivilce), iyileşme sürecinin başladığının ve saç köklerinin aktif olarak yüzeye doğru büyümeye çalıştığının göstergeleridir. Bunlar, vücudun cerrahi bir müdahaleye verdiği doğal ve geçici tepkilerdir.

S: Donör bölgeyi ne zaman normal bir şekilde ovuşturarak veya tırnaklarımla yıkayabilirim?

C: İlk 10 gün boyunca sadece size gösterilen nazik yıkama metodu uygulanmalıdır. Kabukların tamamen döküldüğü ve cildin normal görünümüne yaklaştığı 10. günden sonra, yavaş yavaş daha normal, ancak yine de nazikçe ovuşturarak yıkama rutinine geçebilirsiniz. Tamamen normal yıkama ve masaj rutinine geçmek için genellikle 1. ayın beklenmesi tavsiye edilir.

S: Kaşıntım uykumu bölecek kadar şiddetli. Ne yapmalıyım?

C: Eğer kaşıntı bu kadar şiddetliyse ve uykunuzu bölüyorsa, kliniğimizle hemen iletişime geçin. Bölgede yaygın kızarıklık, iltihaplı akıntı gibi belirtiler varsa bu durum alerjik bir reaksiyonun veya ilerlemiş bir enfeksiyonun işareti olabilir. Cerrahınız, duruma göre topikal ilaçlar veya oral antihistaminik/antibiyotik reçete edebilir. Kendi kendinize karar vermeyin.

S: Donör bölge tamamen ne zaman iyileşmiş sayılır ve saçlar ne zaman uzamaya başlar?

C: Yüzeydeki yaraların ve kabuklanmaların iyileşmesi genellikle 2 hafta sürer. Ancak dokunun tamamen eski haline dönmesi ve alt tabaka iyileşmesinin tamamlanması 1 ila 3 ay sürebilir. Donör bölgeden alınan saçlar, genellikle operasyondan sonraki 1. aydan itibaren yeniden uzamaya başlar ve birkaç ay içinde bölgenin görünümü normale döner.

S: Sivilce çıktığında tıraş olabilir miyim?

C: Donör bölgenin tıraş edilmesi için genellikle 1 ay beklenmesi önerilir. Sivilce (folikülit) varlığında, tıraş bıçağı kullanmak enfeksiyonu yayma riskini artırabilir. Tıraş makinesi kullanmak isterseniz de, başlıkları çok iyi dezenfekte etmeli ve sivilcelerin olduğu bölgeleri dikkatlice atlamalısınız. En güvenlisi, sivilceler tamamen geçene kadar tıraşı ertelemektir.


Saç ekimi, Forever Clinica uzmanlığı ile sadece bir başlangıçtır. İyileşme süreci boyunca yaşayacağınız her durum, bu heyecan verici değişimin doğal bir parçasıdır. Size verilen talimatlara titizlikle uyduğunuz sürece, donör bölgede yaşanabilecek ağrı, kaşıntı ve sivilce gibi geçici durumları en az hasarla yönetebilir ve arzuladığınız gür, sağlıklı saçlara doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

Unutmayın: Sizin başarınız, bizim başarımızdır. İyileşme yolculuğunuzda daima yanınızdayız!

Daha fazla bilgi veya danışmanlık randevusu için bugün bize ulaşın.

Sleeve Gastrektomi Sonrası Ne Yapılmalıdır?

Sleeve Gastrektomi Sonrası Yeni Hayatınız: Forever Clinica ile Sağlıklı Başlangıcın Anahtarları

 

Forever Clinica ailesine hoş geldiniz, sevgili okurlarımız!

Sağlıklı, zinde ve hayallerinizdeki yaşama adım atma kararınız için sizi tüm kalbimizle tebrik ediyoruz. Sleeve gastrektomi (Tüp Mide) ameliyatı, bu yepyeni yolculuğun en güçlü başlangıcıdır. Ancak, asıl mucize ve kalıcı başarı; ameliyat masasında değil, sonrasında atacağınız her bilinçli adımda gizlidir.

Biz, Forever Clinica olarak, bu dönüşüm sürecinde sadece cerrahi bir işlem değil, aynı zamanda ömür boyu sürecek bir yaşam koçluğu sunduğumuzun farkındayız. Bu kapsamlı rehber, yeni hayatınızın her aşamasında size yol göstermek, motivasyonunuzu yüksek tutmak ve karşılaştığınız her sorunda doğru bilgiye ulaşmanızı sağlamak amacıyla hazırlandı.

Unutmayın, bu ameliyat sadece midenizin fiziksel boyutunu küçültmekle kalmaz; aynı zamanda beslenme, hareket ve duygusal alışkanlıklarınızın da köklü bir değişimini beraberinde getirir. Amacımız, sadece kilo vermenizi sağlamak değil, aynı zamanda yaşam kalitenizi en üst seviyeye çıkarmak ve edindiğiniz sağlıklı alışkanlıkları tıpkı nefes almak gibi doğal bir rutine dönüştürmenizdir.

 

I. Ameliyat Sonrası Erken Dönem: Güvenli ve Huzurlu Bir Başlangıç

 

Ameliyatınızın hemen ardından başlayacak olan hastane süreci, yeni hayatınızın ilk ve en önemli basamağıdır. Forever Clinica’nın deneyimli medikal ekibi, bu kritik aşamada 7/24 yanınızda olacaktır.

 

1. Tıbbi Gözetim ve İlk Saatler

 

Sleeve gastrektomi, midenin yaklaşık %75-80’lik bir bölümünün çıkarılması ve kalan kısmın bir tüp (muz) şeklinde bırakılması işlemidir. Ameliyat sonrası ilk saatlerde, midenin bu yeni yapısının stabilizasyonu büyük önem taşır.

  • Kaçak Testleri (Leak Test): Ameliyat sonrası ilk 24-48 saatte, midenin yeni hattında sızıntı olup olmadığını kontrol etmek için rutin testler yapılır. Bu, olası bir komplikasyonu erken teşhis etmek açısından hayati önem taşır.
  • Ağrı Yönetimi: Laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılmasına rağmen, ameliyat sonrası belli bir düzeyde ağrı hissedilmesi doğaldır. Kliniğimizde uygulanan modern ağrı kesici protokolleri sayesinde, ağrınız en aza indirgenir ve konforlu bir iyileşme süreci geçirmeniz sağlanır.
  • Dehidrasyon (Sıvı Kaybı) Önleme: Yeni mideniz, ilk günlerde çok küçük miktarlarda bile olsa su tutmakta zorlanabilir. Bu nedenle, ilk sıvı alımı çok önemlidir. Yudum yudum, sabırla ve sürekli sıvı tüketimine başlanır. Damar yoluyla verilen serumlar da bu dönemde vücudunuzun sıvı dengesini korumada kritik rol oynar.

 

2. Erken Mobilizasyonun Gücü: Hemen Harekete Geçin!

 

Ameliyattan sonraki en önemli eylemlerden biri, erken mobilizasyondur (hareket etme).

  • Neden Önemli? Erken kalkıp yürümeye başlamak;
    • Derin Ven Trombozu (DVT) Riskini Azaltır: Kan dolaşımını hızlandırarak bacak damarlarında pıhtı oluşumu riskini minimuma indirir.
    • Bağırsak Çalışmasını Hızlandırır: Anestezi sonrası yavaşlayan bağırsak hareketlerinin (peristaltizm) yeniden başlamasına yardımcı olur. Bu, gaz sancılarını ve şişkinliği azaltır.
    • Akciğer Fonksiyonunu Destekler: Derin nefes alıp vermeyi teşvik eder, bu da zatürre (pnömoni) riskini düşürür.

İlk günlerde sadece hemşire eşliğinde kısa yürüyüşler yeterlidir. Gücünüzü abartmadan, yavaş adımlarla hareket etmeye özen gösterin.


 

II. Sleeve Gastrektomi Sonrası Beslenme Sanatı: Dönüşümün Temel Taşı

 

Sleeve gastrektomi sonrası beslenme, sadece midenizin küçülmesiyle ilgili değildir; bu, yeme davranışınızı, yiyeceklerle olan ilişkinizi ve besin seçiminizi kökten değiştiren bir sanattır. Bu süreçte diyetisyenlerimiz, size özel, bilimsel temellere dayanan bir program sunar. Bu programa harfiyen uymak, hem kilo kaybınızı maksimize eder hem de olası komplikasyonları önler.

 

1. Diyet Aşamaları: Midenin Yeni Rutine Adaptasyonu

 

Midenizdeki şişlik ve hassasiyetin azalması, iyileşme sürecinin desteklenmesi için beslenme, genellikle 4 ana aşamada ilerler:

 

Aşama 1: Berrak Sıvılar (İlk Birkaç Gün – 1. Hafta)

 

Bu aşamada amaç, midenizi yormadan hidrasyonu sağlamaktır.

  • Neler Tüketilir: Su, şekersiz komposto suları (taneciksiz), et/tavuk suyu (yağsız ve süzülmüş), şekersiz, kafeinsiz bitki çayları.
  • Kritik Kural: Asitli içecekler, gazlı içecekler, kafeinli ürünler (kahve, koyu çay), alkol ve yüksek şekerli sıvılardan kesinlikle uzak durulmalıdır.

 

Aşama 2: Püre Dönemi (Yaklaşık 2-4 Hafta)

 

Bu aşama, iyileşmekte olan mide dokusuna nazik davranırken, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu proteini yavaşça sağlamanın zamanıdır.

  • Kıvam Önemi: Yiyecekler, blenderdan geçmiş, pürüzsüz, bebek maması kıvamında olmalıdır. Asla katı veya tanecikli gıda tüketilmez.
  • Protein Kaynakları: Az yağlı, şekersiz yoğurt, süzme peynir, püre haline getirilmiş sebze çorbaları (içine protein tozu eklenebilir), yağsız ve tamamen püre edilmiş balık veya tavuk.
  • Teknik Not: Doygunluk hissi çok hızlı geleceği için, küçük porsiyonları bile yavaş yavaş ve dakikalara yayarak tüketmek gerekir.

 

Aşama 3: Yumuşak Gıdalar (1. Aydan Sonra)

 

Mideniz püreye alıştı ve artık biraz daha kıvamlı gıdalara geçiş zamanı.

  • Neler Tüketilir: İyi pişmiş, nemli ve yumuşak kıvamlı gıdalar (örneğin; haşlanmış veya buharda pişmiş yumuşak sebzeler, az yağlı beyaz peynir, püre haricinde ezilmiş yumuşak meyveler, iyi pişmiş balık).
  • Çiğneme Kuralı: Her lokmayı 15 ila 20 kez çiğnemek zorunludur. Sindirim, ağızda başlar. İyi çiğnenmeyen gıdalar yeni midenizde tıkanıklığa veya rahatsızlığa yol açabilir.

 

Aşama 4: Katı Gıdalara Geçiş ve Ömür Boyu Beslenme (6-8 Hafta Sonrası)

 

Artık kademeli olarak normal, katı gıdalara dönebilirsiniz. Ancak bu, “eski” yeme alışkanlıklarına dönmek demek değildir. Bu aşama, kalıcı yaşam tarzı değişikliğinin başladığı yerdir.

 

2. Sleeve Gastrektomi’nin Altın Beslenme Kuralları: Ömür Boyu Takip

 

Bu kurallar, başarılı bir kilo koruma ve sağlıklı bir yaşam için elzemdir:

KuralTeknik Açıklama ve Önemi
Protein ÖnceliğiNeden? Protein, kas kütlesini korur, metabolizmayı aktif tutar ve tokluk hissini uzatır. Teknik: Her öğünde tabağınızın ilk yenen ve en büyük kısmı protein olmalıdır (Tavuk, balık, yumurta, baklagiller, az yağlı peynir).
Sıvı ve Katı AyrımıNeden? Yemekle birlikte sıvı almak, küçülmüş midenin kapasitesini hızla doldurur, gıdaların mideyi hızla terk etmesine ve yeterince besin alınamamasına neden olabilir. Kural: Yemekten 30 dakika önce ve 30 dakika sonra sıvı tüketimi durdurulmalıdır.
Yavaş ve Bilinçli YemeNeden? Yeni mideniz dolunca alarm verir. Hızlı yemek, kusmaya, ağrıya ve mide tüpünün uzun vadede esnemesine neden olabilir. Teknik: Bir öğün en az 20-30 dakika sürmelidir. Her lokmayı küçük çatal/kaşıkla alın.
Yasaklı GıdalarRafine şeker, hamur işleri, kızartmalar, yüksek yağlı ve işlenmiş gıdalar, gazlı içecekler. Bu gıdalar, Dumping Sendromu riskini artırır, kalori değeri yüksektir ve mideyi gereksiz yere zorlar.
Küçük ve Sık ÖğünlerNeden? Günde 3 büyük öğün yerine, 5-6 küçük öğün (3 ana, 2-3 ara) hem metabolizmayı canlı tutar hem de küçülen mide kapasitesine uygundur.

 

III. Fiziksel Aktivite: Hareketsizliğe Veda

 

Sleeve gastrektomi sonrası egzersiz, sadece kilo vermenizi hızlandırmakla kalmaz; aynı zamanda vücut kompozisyonunuzu iyileştirir ve cilt sarkmalarını en aza indirmeye yardımcı olur.

 

1. Egzersizin Bilimsel Faydaları

 

  • Metabolik Hızlanma: Düzenli egzersiz, bazal metabolizma hızınızı (BMH) artırır, bu da vücudunuzun dinlenirken bile daha fazla kalori yakması anlamına gelir.
  • Kas Kütlesini Koruma: Hızlı kilo kaybı sırasında vücut yağın yanı sıra kas da kaybedebilir. Direnç (ağırlık) egzersizleri, kas kütlenizi korumanın ve artırmanın tek yoludur.
  • Endorfin Salınımı: Egzersiz, doğal bir ruh hali düzenleyicidir. Stresi, depresyonu ve duygusal yeme eğilimini azaltan endorfinlerin salınımını tetikler.

 

2. Aktivite Planınız

 

DönemOdak NoktasıÖnerilen Egzersiz Türleri
İlk 1-3 Haftaİyileşme ve Hafif MobilizasyonHastane koridorlarında kısa ve sık yürüyüşler. Ev içinde günlük aktiviteler. Doktor izni olmadan ağır kaldırmayın.
1. Aydan SonraDüşük Etkili KardiyoTempolu yürüyüş (günde 30-45 dakika), yüzme, bisiklet, eliptik bisiklet. Bu egzersizler eklemleri yormaz.
3. Aydan SonraDirenç ve GüçlenmeHafif ağırlıklar, kendi vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler (pilates, yoga). Bu, kas kütlesini artırarak sarkmaları önlemeye yardımcı olur.
6. Aydan SonraTam Spor Programıİleri seviye kardiyo (koşu, HIIT) ve yoğun direnç antrenmanları. Artık vücudunuz daha yüksek yüklere hazırdır.

Önemli Not: Özellikle ilk 4-6 hafta boyunca karın içi basıncı artıracak ağır kaldırmaktan ve zorlayıcı mekik hareketlerinden kaçınmak, yara iyileşmesi ve dikiş hattının bütünlüğü için kritik öneme sahiptir.


 

IV. Ömür Boyu Destek: Vitamin ve Psikolojik Sağlık

 

Sleeve gastrektomi, gıdaların emilim yolunu değiştirmez, ancak mide asidinin azalması ve gıda alımının kısıtlanması nedeniyle bazı temel besin öğelerinin yeterince alınması zorlaşır. Bu nedenle takviyeler (supplementler) hayati öneme sahiptir.

 

1. Vitamin ve Mineral Takviyeleri: İhmal Edilemez Gerçek

 

  • Çoklu Vitamin/Mineral: Ameliyat sonrası bariatrik hastalar için özel olarak formüle edilmiş, yüksek dozlu bir multi-vitamin/mineral takviyesi ömür boyu kullanılmalıdır. Standart takviyeler genellikle yetersiz kalır.
  • B12 Vitamini: Mide, B12 emilimi için gerekli olan İç Faktör denilen bir madde üretir. Tüp mide ameliyatı ile midenin bu kısmı azalır, bu da B12 eksikliği riskini artırır. B12 takviyesi genellikle enjekte edilebilir (iğne) veya dil altı formda önerilir.
  • D Vitamini ve Kalsiyum: D vitamini eksikliği ülkemizde yaygındır ve bariatrik cerrahi sonrası bu risk artar. D vitamini ve Kalsiyum, kemik sağlığınız ve metabolizmanız için birlikte alınmalıdır. Özellikle kadınlar ve yaşlı bireylerde osteoporoz (kemik erimesi) riskini azaltmada kilit rol oynar.
  • Demir ve Folat: Özellikle kadınlarda ve yoğun et tüketimini azaltan bireylerde anemi (kansızlık) gelişebilir. Demir takviyeleri genellikle kan tahlili sonuçlarına göre doktorunuz tarafından reçete edilir.

SEO Anahtar Kelime: Bariatrik Vitaminler, Tüp Mide Takviyeleri, B12 Eksikliği

 

2. Psikolojik Destek: Duygusal Dönüşüm

 

Kilo verme yolculuğu sadece bir diyet meselesi değildir; aynı zamanda duygusal bir yeniden yapılanmadır.

  • Duygusal Yeme: Birçok kişi için yiyecek, stres, üzüntü veya can sıkıntısıyla başa çıkma mekanizmasıdır. Mide küçülünce bu mekanizma ortadan kalkar, bu da duygusal boşluk hissi yaratabilir.
  • Vücut İmajı Değişiklikleri: Hızla kilo vermek, yeni bir vücuda alışmayı gerektirir. Bazen sarkma, yeni kıyafetler ve çevrenin değişen tepkileri uyum sürecini zorlaştırabilir.
  • Forever Clinica Destek Grupları: Kliniğimiz, düzenli olarak hasta destek grupları organize eder. Aynı deneyimleri yaşayan insanlarla bir araya gelmek, duygusal yükünüzü hafifletir ve yalnız olmadığınızı hissettirir. İhtiyaç duyduğunuzda, psikolog ve psikiyatristlerimizle birebir seanslar ayarlayabilir, bu zorlu duygusal geçişi daha sağlıklı yönetebilirsiniz.

 

V. Uzun Vadeli Başarı ve Takip: Forever Clinica Farkı

 

Ameliyat sonrası bakım ve düzenli kontroller, cerrahi başarının en önemli garantisidir. Forever Clinica, hastalarına sadece ameliyat yapan bir merkez değil; onların ömür boyu sağlık ortağıdır.

 

1. Düzenli Takip Randevuları: Neden Bu Kadar Önemli?

 

Düzenli takibin temel amacı, olası komplikasyonları, vitamin eksikliklerini veya kilo alımının başlangıcını erken teşhis etmek ve buna anında müdahale etmektir.

  • Kontrol Takvimi (Genel Yaklaşım):
    • 1. Ay: Diyetisyen ile detaylı geçiş aşaması ve ilk kan tahlili değerlendirmesi.
    • 3. Ay: Hızlı kilo verme döneminin takibi, fiziksel aktivite programının değerlendirilmesi.
    • 6. Ay: Beslenme programı optimizasyonu, vitamin seviyelerinin detaylı kontrolü.
    • 1. Yıl ve Sonrası: Yıllık kapsamlı kan tahlilleri ve cerrah-diyetisyen görüşmeleri.
  • Kan Tahlilleri: Her takip randevusunda, karaciğer fonksiyonu, böbrek fonksiyonu, kan sayımı, demir, ferritin, B12, D vitamini, paratiroid hormonu gibi değerler yakından incelenir. Bu sayede, gizli kalmış bir eksiklik veya sorun erkenden tespit edilerek gerekli doz ayarlamaları yapılır.

 

2. Kilo Alımı Riskini Yönetmek: Disiplinin Gücü

 

Unutmayın, sleeve gastrektomi, mideyi küçültür ancak açlık hormonu Grelin’i azaltarak iştahınızı da kontrol altına alır. Ancak zamanla ve yanlış beslenme alışkanlıklarıyla mide esneyebilir ve iştah geri dönebilir.

  • Kurala Geri Dönüş: Kilo alımı eğilimi fark edildiğinde, hemen 1. ve 2. aşama diyet kurallarına (sıvı ve püre) kısa bir süreliğine geri dönmek, mideyi küçültmeye ve disiplini yeniden sağlamaya yardımcı olabilir.
  • Profesyonel Destek: Kilo alımı devam ediyorsa, diyetisyeninizle birlikte beslenme günlüğünüzü detaylıca incelemek ve psikolojik destek almak, bu döngüyü kırmanın en etkili yoludur.

 

VI. Sıkça Sorulan Sorulara (S.S.S) Forever Clinica Cevapları

 

 

S1: Ameliyattan sonra ne zaman işime dönebilirim?

 

Hafif masa başı işleri yapanlar için genellikle 7 ila 14 gün içinde geri dönüş mümkündür. Ancak vücudunuzun dinlenmeye ihtiyacı var. Ağır fiziksel aktivite, ağır yük kaldırma (10-15 kg üzeri) veya zorlayıcı sporlar için bu süre 4 ila 6 haftayı bulabilir. İlk aylar gücünüzü abartmayın.

 

S2: Saç dökülmesi gerçekten yaşanıyor mu? Nasıl önlenir?

 

Evet, hızlı kilo verme (cerrahi olsun veya olmasın) vücut için bir strestir ve bu stres, saç foliküllerinin dinlenme fazına girmesine neden olabilir (Telogen Effluvium).

  • Süreç: Genellikle ameliyattan 3-6 ay sonra başlar ve geçicidir.
  • Önleme: Yüksek protein alımına odaklanmak, demir, çinko ve biotin gibi vitaminleri doktor kontrolünde eksiksiz almak, dökülmeyi en aza indirmede en etkili yöntemlerdir. Forever Clinica olarak, bu dönemde destekleyici takviyeler konusunda size özel reçeteler sunuyoruz.

 

S3: Ameliyat sonrası ilaçlarımı nasıl kullanmalıyım?

 

İlk aylarda, midenin iyileşme hattını korumak için büyük ve sert tabletler önerilmez. İlaçlarınızı ezilebilir veya sıvı formda kullanmanız gerekebilir. Kesinlikle doktorunuza danışmadan ilaçlarınızı kırmayın veya dozunu değiştirmeyin. Özellikle mide koruyucu (PPI) ilaçlar, cerrahınızın önerdiği süre boyunca düzenli kullanılmalıdır.

 

S4: Hamile kalmayı planlıyorum. Ne kadar beklemeliyim?

 

Hızlı kilo verme döneminde hamile kalmak hem anne hem de bebek için besin yetersizliği riskini artırabilir. Vücudunuzun stabilizasyonu ve besin emiliminin dengeye oturması için genellikle 12 ila 18 ay beklenmesi önerilir. Bu kritik kararı, tüm tahlil sonuçlarınızla birlikte mutlaka cerrahınız ve kadın doğum uzmanınızla birlikte almalısınız.

 

S5: Dumping Sendromu Tüp Mide’de de görülür mü?

 

Dumping Sendromu, mide içeriğinin çok hızlı bir şekilde ince bağırsağa boşalmasıdır ve esasen Bypass (gastrik bypass) ameliyatlarında daha sık görülür. Tüp Mide’de midenin pilor kası (mideden bağırsağa geçiş kapısı) korunur. Bu nedenle Dumping Sendromu riski çok düşüktür. Ancak, çok yüksek şekerli veya yağlı gıdaların aşırı tüketilmesi durumunda hafif versiyonları yine de yaşanabilir (baş dönmesi, terleme, çarpıntı). Bu durum, sizi sağlıksız gıdalardan uzak durmaya yönlendiren bir uyarı sistemi olarak da işlev görebilir.


 

Yeni Hayatınız Başladı!

 

Sevgili Forever Clinica hastaları,

Sleeve gastrektomi sadece bir cerrahi prosedür değil, hayatınızı yeniden yazmanız için size verilmiş güçlü bir araçtır. En zorlu kısmı geride bıraktınız: Karar verme cesareti ve ilk adımı atma iradesi.

Şimdi sıra, bu aracı en doğru ve bilinçli şekilde kullanmakta. Disiplin, sabır ve en önemlisi Forever Clinica ekibinin rehberliğine tam uyum, kalıcı başarınızın formülüdür.

Bu yolculukta attığınız her adımda, yanınızda bilimsel bilgisi, samimiyeti ve sınırsız desteğiyle duran bir ekibiniz olduğunu unutmayın. Sağlıklı, zinde ve mutlu bir geleceğe hoş geldiniz!

Forever Clinica – Sağlıklı ve Kalıcı Dönüşümün Adresi.